Kategoriler
Genel

Korona Günlerinde Gazetecilik

Prof. Dr. Süleyman İrvan: Korona virüsü çok ciddi sayılara ulaştı. Dünyada bu gün itibariyle 428 bin vaka var bu da neredeyse yarım milyon demek. Tabi bu süreçte medyaya da çok önemli bir görev düşüyor çünkü medyanın varlık nedeni aslında toplumu olan biten hakkında tam ve doğru olarak bilgilendirmek. Bu süreçte daha önemli hale geliyor çünkü bu tür kriz anlarında insanlar medyaya daha çok bağlanıyor,haberlere daha çok bakmaya çalışıyorlar. Yani Türk medyası bu görevini yapabiliyormu?

Dr. Öğr. Üyesi Gül Esra Atalay: Aslında sadece Türkiye değil genel olarak dünyada da medya bir sınavdan geçiyor ve çok az kuruluş dışında kötü bir sınav veriyor. Şu an küresel salgın dediğimiz ‘Pandemi’ den geçiyoruz ve buna eşlik eden ‘İnfodemi’ yani yanlış bilgi salgını da var. Halkın yanlış bilgilendirilip gereksiz yere paniğe kapılmasını sağlıyor. Korku ve panik ortamı bu yanlış bilgilerin yayılmasını sağlıyor. Medya da bunu tetikliyor. Hem Türkiye hem de dünya. Bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. İngiltere’de bir Üniversitede gazetecilik profesörü bir araştırma yapıyor. Dünya çapında ingilizce haber yapan gazetelere bakıyor ve en çok kullanılan kelimeler korku, katil, katil virüs, korkak gibi şeyler çıkıyor. Medya’nın haber dili de bunu tetikliyor.

Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan: Genellikle medya bu panik havasından çok besleniyor. Olmayan konuyu bile panik havasında verebiliyor. Ama bana kalırsa şu anki durum panik edilmesi gerekilen bir durum. Öte yandan Türkiye’de internet medyası üzerinde değişik bir okunması var yani benim yaptığım bir okuma var. İstanbul’un sokakları büyük oranda boş. Evdeki gençler yaş almış bireyleri uyarıyor çünkü ana akım medyada bu konu hakkında bilgi yok. Onun dışında ben bu panik havasını ironik bir şekilde yararlı olduğu kanısındayım. Bence biraz panik gerekli. Bu konuda gençler medyayı daha iyi takip ediyorlar ve bireylere de bilgiyi onlar aktarıyor.

Prof. Dr. Nazife Güngör: Ben hem Esra’ya hem de Eren’e katılıyorum ama özellikle bu süreci evde geçiren insanlar televizyon ve internet’in başında ve koronadan başka gündem olmaması evdeki paniği daha da arttırıyor ve insanlar koronayla yatıp koronayla kalkıyor. Herkeste korona uzmanı olmasın. Herkesin bir fikri var tamam fikrini koysun ama bu işin bir de uzman kısmı var. Bilgilendirmenin sağlıklı yapılması lazım. Medya’nın da paniğe değil duyarlılığa yönlendirmesi lazım.

SORU -1:

Şu anda açıklamaların tam yapılmadığı konusunda kaygılar var. Mesela ne kadar vaka olduğu konusu bu vakaların yaşları, cinsiyetleri..vb bunu bilmiyoruz.

Prof. Dr. Nazife Güngör: Bu konunun ilgi odakları Sağlık Bakanlığı ve çevresidir. Bu konuda bir şey söyleyemeyiz spekülasyon olur.

Dr. Öğr. Üyesi Gül Esra Atalay: Bu spekülatif bilgilerin ortaya saçılmasının nedeni resmi kaynaklardan bilgi alınmamasından ve insanların o boşlukta teyit edilmemiş bazı bilgilere ulaşmasından meydana geliyor.

Yorum bırakın